7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda düzenlenmiş bulunan yeni alternatif çözüm yöntemlerinden birisi de seri muhakeme usulü. Ceza Muhakemesi Kanununda 250. maddede düzenlenmiş olan seri yargılama usulünün amacı şüphelinin suçu kabul etmiş olması halinde kendisi hakkında en düşük cezai yaptırımların uygulanmasıdır. Bir nevi etkin pişmanlığın farklılaştırılmış görünüşüdür denilebilmektedir.
Bildiğimiz gibi Cumhuriyet Savcısı soruşturmayı yeterli delil elde ederek tamamladıktan sonra yeterli şüpheye varmış ise ve kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı vermemiş ise kamu davasının açılması için iddianame düzenler ve bu iddianame ilgili mahkeme tarafından kabul edilirse kamu davası açılmış olur.
Bu usulde ise Cumhuriyet Savcısı şüpheliye adeta şöyle diyor: “ Sizin suç işlediğiniz hakkında yeterli delil mevcuttur. Bu deliller yargılama aşamasında da aleyhinize hüküm kurmak için yeterli olabilecek mahiyettedir. Şayet kabul ederseniz seri yargılama usulü uygulayarak sizin hakkınızda öngörülen cezai yaptırımı ½ oranında düşürelim ve bu şekilde dosyanızı kapatalım.” Şüpheli ileride detaylı şekilde üzerinde durulacağı üzere bu teklifi kabul etmek konusunda baskı altında olmamakla birlikte kendisine müdafi tayinin gerçekleştirilmesi ile konu hakkında olabildiğince bilgi sahibi olmalıdır.
Öncelikle ilgili kanun metnini sizlere sunalım daha sonrasında da hukuki değerlendirmelerde bulunalım:
CMK m.250: (1) Soruşturma evresi sonunda aşağıdaki suçlarla ilgili olarak kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmediği takdirde seri muhakeme usulü uygulanır:
- a) Türk Ceza Kanununda yer alan;
- Hakkı olmayan yere tecavüz (madde 154, ikinci ve üçüncü fıkra),
- Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması (madde 170),
- Trafik güvenliğini tehlikeye sokma (madde 179, ikinci ve üçüncü fıkra),
- Gürültüye neden olma (madde 183),
- Parada sahtecilik (madde 197, ikinci ve üçüncü fıkra),
- Mühür bozma (madde 203),
- Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan (madde 206),
- Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama (madde 228, birinci fıkra),
- Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması (madde 268), suçları.
- b) 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 13 üncü maddesinin birinci, üçüncü ve beşinci fıkraları ile 15 inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında belirtilen suçlar.
- c) 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 93 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen suç.
- d) 13/12/1968 tarihli ve 1072 sayılı Rulet, Tilt, Langırt ve Benzeri Oyun Alet ve Makinaları Hakkında Kanunun 2 nci maddesinde belirtilen suç.
- e) 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun ek 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde belirtilen suç.
(2) Cumhuriyet savcısı veya kolluk görevlileri, şüpheliyi, seri muhakeme usulü hakkında bilgilendirir.
(3) Cumhuriyet savcısı tarafından seri muhakeme usulünün uygulanması şüpheliye teklif edilir ve şüphelinin müdafii huzurunda teklifi kabul etmesi hâlinde bu usul uygulanır.
(4) Cumhuriyet savcısı, Türk Ceza Kanununun 61 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen hususları göz önünde bulundurarak, suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında tespit edeceği temel cezadan ve koşulları bulunduğu takdirde zincirleme suça ilişkin hükümler uygulandıktan sonra belirlenen cezadan yarı oranında indirim uygulamak suretiyle yaptırımı belirler.
(5) Dördüncü fıkra uyarınca sonuç olarak belirlenen hapis cezası Cumhuriyet savcısı tarafından, koşulları bulunması hâlinde Türk Ceza Kanununun 50 nci maddesine göre seçenek yaptırımlara çevrilebilir veya 51 inci maddesine göre ertelenebilir.
(6) Bu maddeye göre belirlenen yaptırımlar hakkında, Cumhuriyet savcısı tarafından, koşulları bulunması hâlinde 231 inci madde kıyasen uygulanabilir.
(7) Bu madde kapsamında yaptırım uygulanması, güvenlik tedbirlerine ilişkin hükümlerin uygulanmasına engel teşkil etmez.
(8) Cumhuriyet savcısı, şüpheli hakkında seri muhakeme usulünün uygulanmasını yazılı olarak görevli mahkemeden talep eder. Talep yazısında;
- a) Şüphelinin kimliği ve müdafii,
- b) Mağdur veya suçtan zarar görenlerin kimliği ile varsa vekili veya kanuni temsilcisi,
- c) İsnat olunan suç ve ilgili kanun maddeleri,
- d) İsnat olunan suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,
- e) Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri,
- f) İsnat olunan suçu oluşturan olayların özeti,
- g) Üçüncü fıkrada belirtilen şartların gerçekleştiği,
- h) Belirlenen yaptırım ile beşinci ve altıncı fıkra uygulanmış ise bunlara ilişkin hususlar ve güvenlik tedbirleri, gösterilir. (Ek cümle:8/7/2021-7331/22 md.) Bu fıkraya aykırı olarak düzenlendiği, belirlenen yaptırımda maddi hata yapıldığı, yaptırım hakkında 231 inci veya Türk Ceza Kanununun 50 nci ve 51 inci maddelerinin uygulanmasında objektif koşulların gerçekleşmediği ya da teklif edilen cezanın mahiyetine uygun bir güvenlik tedbiri belirtilmediği anlaşılan talep yazısı, eksikliklerin tamamlanması amacıyla mahkemece Cumhuriyet başsavcılığına iade edilir. Cumhuriyet savcısı tarafından eksiklikler tamamlandıktan ve hatalı noktalar düzeltildikten sonra talep yazısı yeniden düzenlenerek mahkemeye gönderilir.
(9) Mahkeme, şüpheliyi müdafii huzurunda dinledikten sonra üçüncü fıkradaki şartların gerçekleştiği, eylemin seri muhakeme usulü kapsamında olduğu ve dosyadaki mevcut delillere göre mahkûmiyet kararı verilmesi gerektiği kanaatine varırsa talep yazısında belirtilen yaptırımdan daha ağır olmamak üzere dört ila yedinci fıkra hükümleri doğrultusunda hüküm kurar; aksi takdirde talebi reddeder ve soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması amacıyla dosyayı Cumhuriyet başsavcılığına gönderir. Mazeretsiz olarak mahkemeye gelmeyen şüpheli, bu usulden vazgeçmiş sayılır.
(10) Seri muhakeme usulünün herhangi bir sebeple tamamlanamaması veya soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması amacıyla Cumhuriyet başsavcılığına gönderilmesi hâllerinde, şüphelinin seri muhakeme usulünü kabul ettiğine ilişkin beyanları ile bu usulün uygulanmasına dair diğer belgeler, takip eden soruşturma ve kovuşturma işlemlerinde delil olarak kullanılamaz.
(11) Suçun iştirak hâlinde işlenmesi durumunda şüphelilerden birinin bu usulün uygulanmasını kabul etmemesi hâlinde seri muhakeme usulü uygulanmaz. (Ek cümle:8/7/2021- 7331/22 md.) Seri muhakeme usulü, bu kapsama giren bir suçun, kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde uygulanmaz.
(12) Seri muhakeme usulü, yaş küçüklüğü ve akıl hastalığı ile sağır ve dilsizlik hâllerinde uygulanmaz.
(13) Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle şüpheliye ulaşılamaması hâlinde, seri muhakeme usulü uygulanmaz.
(14) (Değişik:8/7/2021-7331/22 md.) Dokuzuncu fıkra kapsamında mahkemece kurulan hükme itiraz edilebilir. İtiraz mercii, itirazı üçüncü ve dokuzuncu fıkralardaki şartlar yönünden inceler.
(15) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Adalet Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelikle belirlenir.
Şimdi kanun maddesi ışığında şu değerlendirmeleri siz değerli okurlarımıza sunuyoruz:
- Seri muhakeme usulü ancak kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmediği hallerde uygulanabilir.
- Seri muhakeme usulünün yukarıda belirtilen 13 suç tipi için uygulanması kanuni zorunluluktur.
- Şüphelinin kabulü şartına tabidir.
- Yargılama sürecinde şüphelinin müdafii her aşamada bulunmalıdır.
Tekrar etmek gerekirse katalogda belirtilen 13 tip suç için Cumhuriyet Savcısı kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar vermediği takdirde bu usulü uygulamak zorundadır Eğer Savcılık kamu davası açarsa ilgili Mahkeme iddianamenin iadesi nedeni olarak bu davayı iade edecektir ve dosyayı Cumhuriyet Savcılığına iade edecektir.
Yukarıdaki madde metninde yer alan katolog suçlarının ortak özelliği delillerinin yeterli şüpheyi oluşturacak suç tipleri olmasıdır. Örneklendirecek olursak iş bu suç tiplerinde kamera kayıtları kişinin trafiği ihlal ettiğini tek başına ispatlamakta iken failin aksini ispat etmesi pek mümkün değildir. Bu hal ve şartta suçu işlemiş olan şüphelinin lehine olan şey bu suçu kabul etmek ve lehine olan hükümlerden yararlanarak en düşük cezayı almaktır. İşte kanun metninde yer alan suç tiplerinde kanunen seri muhakeme usulünün önerilmesinin zorunlu görülmesinin nedeni de budur. Cumhuriyet savcısının suçun işlendiğine dair yeterli delilleri ortaya koyduğunda şüpheli bu suçları işlediğini itiraf edeceği fikrinden hareketle 250. Maddede yer alan katalog suç tipleri özellikle tercih edilmiştir Bu suçların işlendiğine dair yeterli şüphe oluşmuş ise ve kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmemiş ise Cumhuriyet Savcısı seri muhakeme usulünün uygulanması noktasında şüpheliye bilgi verecektir. Seri muhakeme usulünün Uygulanması hakkındaki bilgilendirmeyi şüpheliye esasen Cumhuriyet Savcısı yapmakla yükümlü iken hukuki olarak kişilerin hak kaybı yaşamaması ve mevcut şikayet dilekçeleri dikkate alındığında kolluk tarafından da kişiye bilgi verilmesi elzemdir.
Cumhuriyet Savcısı kişiyi hakkındaki suç ile ilgili bilgilendirdikten sonra bu usulün uygulanmasını teklif edecektir. Teklifte:
- Seri yargılamanın ne olduğunu,
- Hangi suçların bu usule girdiğini,
- İşlediği suçun bu kapsama girdiğini kabulü takdirde ve bu usulün uygulanmasını kabul ettiği takdirde kendisi hakkında öngörülen Cezanın yarı oranında indirileceğini,
- Bu usulden hüküm verilinceye ve uygulanıncaya kadar şüphelinin bu usulden vazgeçebileceğini bilgilendirecektir.
- Bu bilgilendirme detaylı bir bilgilendirme olacaktır.
Seri muhakeme usulünde asıl olan unsurlardan biri şüpheli lehine cezanın yarı oranında indirilebileceğinin şüpheliye bildirilmesidir. Bunun yanında Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı, Erteleme gibi seçenek yaptırımların da uygulanabileceğinin şüpheliye mutlaka bildirilmiş ve anlatılmış olması gerekmektedir. Dolayısı ile Cumhuriyet Savcısı şüpheliye hangi yaptırımların uygulanabileceğini açıkça ve anlaşılabilir şekilde kısaca anlatmalıdır. Akabinde seri yargılama usulü hakkındaki teklifini sunması gerekmektedir.
Şüpheli elbette bu teklifi düşünmek için süre isteyebileceği gibi beklemeksizin o an kabul de edilebilecektir. Kabul ettiği takdirde bu usulün uygulanması esnasında şüphelinin kendi seçtiği müdafi veya Baro tarafından atanan zorunlu müdafi hazır bulunmak zorundadır.
Şüpheliye müdafi huzurunda veya müdafi olmaksızın seri yargılama usulü teklif edilebilir. Bu geçerli bir tekliftir. Fakat şüphelinin seri yargılama usulünü kabulü anında mutlaka yanında müdafi bulunmalıdır. Bu müdafi kendi seçtiği veya Baro tarafından atanmış müdafi olabilir.
Şüpheli düşünmek ve karar vermek için Cumhuriyet Savcılığından süre isteyebilecektir bu takdirde Cumhuriyet Savcılığı tarafından kendisine uygun bir süre tayin edilir.
Şüpheli süre sonunda teklifi reddebilir ve genel hükümlere göre yargılanmak istediğini beyan edebilir. Bu hal ve şartta şüpheli hakkında iddianame hazırlanır ve ilgili mahkemede kamu davası açılır. Böylece şüpheli hakkında genel hükümlere göre yargılama gerçekleşir ve ½ cezai indirimden yararlanamaz.
Şüpheli Cumhuriyet Savcılığının seri muhakeme usulü ile yargılanma teklifini kabul ettiği taktirde müdafi ve şüpheli bir belge üzerinde bu anlaşmanın içeriğini imzalamak suretiyle kabul etmiş olacaklardır. İmzalı örnek mahkemenin huzuruna bir talep yazısı ile gönderilecektir Buna göre hakim sürecin sağlıklı işleyip işlemediğini denetleyebilecektir. Talep yazısı ekinde bu belge ile birlikte dosyanın ekleri de bulunacaktır. Talep yazısında nelerin olacağı 251. maddede açıkça düzenlenmiştir. Talep yazısı görevli mahkeme olan Asliye Ceza Mahkemesine geldiğinde hakimin değerlendireceği 2 husus vardır:
- Söz konusu suç seri yargılama usulünün uygulanabileceği bir suç tipi mi? Eğer seri muhakemeye elverişli bir suç değilse hakim derhal dosyayı iade eder.
- Suç seri yargılamaya elverişli ise; şüpheli müdafii ile birlikte mahkemede seri muhakeme usulündeki teklifi kabul ettiğini beyan ediyor mu? Müdafinin bulunması burada esas unsurlardan birdir, mutlaka seri muhakemenin uygulanmasının kabulü anında şüphelinin yanında bulunmalıdır.
Seri muhakeme usulüne girmeyen bir suçsa hakim dosyayı iade edecektir ya da maddede 250. maddede öngörülen asgari koşulların sağlanıp sağlanmadığını ve en önemli koşul olan müdafi huzurunda şüphelinin bu suçu işlediğini ya da seri muhakeme usulünün uygulanmasını kabul edip etmediğini değerlendirecektir.
Hakim bu süreçte özellikle aydınlanmış bir onan bulunup bulunmadığını takip değerlendirecektir. Burada müdafi bulunması bu sebeple önem arz etmektedir. Eğer aydınlatılmış bir onam yoksa ya da şüpheli müdafi huzurunda dinlenmemiş ise yine talebi reddedecek ve genel hükümlere göre soruşturmanın tamamlanması amacıyla Başsavcılığa dosyayı gönderecektir.
Üçüncü bir seçenek olarak Asliye Ceza Mahkemesine gönderilen talep yazısında şüphelinin hakkında ya da suç hakkında yeterli bir bilgi bulunmamakta ise ya da kanunun ikinci maddesinde belirtilen unsurlar talep yazısında yer almamışsa bunların tamamlanması amacıyla Asliye Ceza Mahkemesi evrakı iade edebilir. Eğer kabul beyanı müdafi huzurunda alınmamışsa mahkeme bu sebeple de iade edebilir ve tamamlandıktan sonra yine bu usulün uygulanmasına devam edilebilir.
Bu hususların dışında mahkemenin red ya da iade etkisi bulunmamaktadır. Mahkeme seri muhakeme usulünün uygulanması hakkındaki teklif ve kabul üzerine genel yargılama prensibinin dışına çıkmaktadır. Derinlemesine araştırma yapmaz. Tanık dinleyemez ya da başka bir yargılama faaliyeti yapamaz, yukarıda belirtilen iki unsurun gerçekleştiği kanaatinde ise (1. Suçun bu kapsamda olduğu ve aydınlatılmış bir onam olduğu, 2. şüphelinin müdafi huzurunda seri muhakeme usulünü kabul ettiği unsuru) hakimin talebi kabul etmesi gerekmektedir. Ve böylece Cumhuriyet Savcısının talep yazısında belirttiği yaptırımı hükme geçirmesi gerekmektedir.
Hakimin hükmü değiştirme cezayı eksiltme ya da artırma yetkisi bulunmamaktadır. Hakim Cumhuriyet Savcısının talebi ile bağlıdır ve herhangi bir delil araştırması ve yargılama faaliyeti yapmayacaktır Cumhuriyet savcısının talep yazısında belirttiği yaptırımı hükmüne geçirmek suretiyle bu usulün tamamlanması sağlanacaktır. Hakim kurmuş olduğu hükümde Cumhuriyet Savcısının belirttiği unsurları aynen hükme geçirmelidir. Bu hükme karşı itiraz kanun yolu açıktır.
Şüpheli bu usulün uygulanmasından mahkemece hüküm kurulana dek özgür iradesi ile vazgeçebilir. Ve ayrıca şüpheli Cumhuriyet Savcısına her ne kadar usulün uygulanmasını kabul ettiğini beyan ettiyse de Mahkeme huzurunda reddebileceği gibi mahkemeye gelmeyerek de hakkında bu usulün uygulanmasına engel olabilir. Yani mahkemeye gelmediğinde hakkında bu usulün uygulanmasından vazgeçmiş sayılacaktır.
Burada esas olan bir diğer husus da şüphelinin bu usulün uygulanması hakkındaki mahkeme kararına İTİRAZ YOLUNA başvurabilir. Burada önemli olan husus İstinaf ve temyiz yoluna gidilemeyecek olmasıdır.
Cumhuriyet Savcısının teklifi üzerine şüphelinin seri muhakeme usulünün uygulanmasını kabul etmesi üzerine müdafi huzurunda bu usulün uygulanması gerekmektedir. Bu usul müdafinin huzurunda şüpheli ile Cumhuriyet Savcısı arasında gerçekleştirilecek müzakereden ibarettir. Bu müzakere sırasında Cumhuriyet Savcısı öngördüğü yaptırımı belirleyecek ve şüpheliye söyleyecektir yaptırım belirlerken Cumhuriyet Savcısı şu hususlara dikkat etmesi gerekmektedir. Öncelikle kanunda yazılı cezanın temel Ceza’nın esas alınarak altlı üstlü hadleri arasında bir ceza belirleyecektir. Cumhuriyet Savcısı temel cezanın alt sınırından ya da en üst hadden de ceza belirleyebilir. Burada temel olarak 61 maddenin 1. fıkrasındaki unsurları dikkate alması lazımdır.
Cumhuriyet Savcısı burada teşebbüs, tahrik gibi hususları dikkate almayacaktır cezayı belirlerken kanunun metnindeki temel cezayı esas almak suretiyle bir ceza belirleyecektir. Cumhuriyet Savcısı cezayı belirledikten sonra kanun gereği 250. maddedeki hüküm gereği belirlediği temel cezanın da yarısını belirleyecektir, belirlenen bu miktara da 50. maddenin ve 51. maddenin yani para cezasına çevrilmesi ya da diğer seçenek yaptırımlara çevirme hapis cezasının ertelenmesi ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanması hakkında değerlendirme yapmalıdır. Cumhuriyet savcısının bu hususların uygulanıp uygulanmayacağına karar vermesi gerekmektedir.
Hakim belirlenen bu ceza ile ve unsurlarla da bağlı olacaktır. Bu usulün uygulanmayacağı haller kanunda belirtilmiştir. İştirak halinde işlenen suçlar bakımından iştirak edenlerden birinin bu usulün uygulanmasını kabul etmemesi halinde seri muhakeme usulü uygulanmayacaktır, yine seri muhakeme usulü yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve sağır ve dilsizlik hallerinde de uygulanmayacaktır.
Bu hususlar yargılama güvencesi amacıyla getirilmiş hususlardır. Bunlar hakkında genel hükümlere göre dava açılacak ve yargılama yapılacaktır. Yine resmi mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama, yurtdışında olma da başka bir nedenle şüpheliye ulaşılamaması hallerinde de seri muhakeme usulü uygulanmayacaktır. Diğer yandan şunu belirtmek gerekir ki seri yargılama usulünün uygulanması herhangi bir nedenle sonuçlanmazsa soruşturma evresinde ya da mahkeme önünde hakimin cezayı reddettiği takdirde ya da şüphelinin vazgeçmesi nedeniyle mahkemeye gelmemesi nedeniyle süreç bir şekilde tamamlanmaz ise bu usulün uygulanmasına ilişkin dosyada bulunan evraklar hiçbir şekilde yargılama aşamasında delil olarak kullanılmayacaktır ve bu belgeler imha edilecektir. Usulün uygulanması için oluşturulan talep yazısı ya da diğer şüpheli ile Cumhuriyet savcısının ve müdafin imzaladığı belgelerin hiçbiri kovuşturma aşamasında, Asliye Ceza Mahkemesi’nde delil olarak kullanılmayacaktır ve imha edilecektir.
Av. Kübra Nur SAKMANLI
CEZA HUKUKU . GAYRİ MENKUL HUKUKU . MEDENİ HUKUK . YABANCILAR HUKUKU . İŞ VE SOSYAL GÜVENLİK HUKUKU . AİLE HUKUKU . İDARE HUKUKU . TİCARET HUKUKU . KAMU İHALE SÖZLEŞMELERİ HUKUKU . FİKRİ SINAİ MÜLKİYET HUKUKU . İCRA VE İFLAS HUKUKU . MİRAS HUKUKU . BORÇLAR HUKUKU . TAZMİNAT HUKUKU . TÜKETİCİ HUKUKU . SÖZLEŞMELER HUKUKU . SİGORTA VE TAŞIMA HUKUKU