CEZA YARGILAMASINDA DAVA DÜŞMESİ NE DEMEKTİR?
5271 S. Ceza Muhakemesi Kanunda yer almakta olan “Duruşmanın Sona Erme Sebepleri Ve Hüküm “ başlıklı 223/8 düzenlemesinde : “ Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.” denilmek sureti ile dava düşmesine ilişkin kanuni açıklama yapılmıştır. Bu yazımızda bu konunun ceza yargılamasındaki karşılığını açıklayacağız.
Ceza mahkemeleri hukuk mahkemelerinden farklı olarak re’sen hareket etmekte ve kararları da bu sebeple tarafların iradelerine bağlı olmaksızın şekillenebilmektedir. Bu şekli ile kurulan hüküm çeşitleri farklılık göstermektedir ve kanunen tanımlanan hüküm şekilleri şunlardır:
- Beraat
- Mahkumiyet
- Ceza verilmesine yer olmadığı kararı
- Davanın reddi kararı
- Güvenlik tedbirine hükmedilmesi kararı
- Davanın düşmesi kararı
Düşme kararı yukarıda belirtilen düğer hüküm çeşitlerinden farklı olarak yargılamanın her aşamasında verilebilmektedir. Bunun sebepleri aşağıda açıklanacak olmak ile birlikte belirtmek gerekir ki “Düşme Sebepleri” dikkate alındığında yargılamanın her aşamasında verilmesi gerektiği anlaşılacaktır. Genel olarak TCK’da öngörülen düşme sebeplerinin mevcut dosyada gerçekleşmiş olması veya soruşturma veya kovuşturma şartının sağlanmamış olması hallerinde düşme kararı verilir.
Temelde davanın düşmesi üç durumda gerçekleşmektedir:
- TCK’da öngörülen düşme sebeplerinin varlığı,
- Ceza muhakemesi şartı olarak nitelenen, soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmemesi.
- Özel kanunlarda aranan soruşturma şartlarının sağlanmamış olması
Kanunen bir suçun soruşturması ve kovuşturması belli şartlara bağlanmış olup bu şartlar sağlanmamış ise düşme kararı verilmesi gerekmektedir. Örneğin, özel bir kanun olan 4483 sayılı kanuna göre memurların görevi kapsamındaki bir suç nedeniyle soruşturulabilmesi için soruşturma izni alınması gereklidir. Soruşturma izni verilmeyeceği anlaşıldığında, soruşturma izninin verilmemesi bir düşme nedenidir. Ceza davasının yürütülmesi soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmesine bağlıysa; soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir (CMK m.223/8). İzin, talep, şikayet, yasama dokunulmazlığı, suçun işlenmesinden sonra ortaya çıkan akıl hastalığı, ön ödeme, uzlaşma vb. haller soruşturma ve kovuşturma şartıdır.
Ceza davası bakımından 5237 sayılı TCK’da yer alan düşme sebepleri şunlardır:
- Sanığın Ölmüş Olması (TCK m.64): Sanığın ölümü TCK’ya göre bir düşme nedenidir. TCK m.64’e göre, sanığın ölümü halinde kamu davasının düşürülmesine karar verilir. Ancak, niteliği itibarıyla müsadereye tabi eşya ve maddi menfaatler hakkında davaya devam olunarak bunların müsaderesine hükmolunabilir.
- Genel Af İlanı Gerçekleşmesi (TCK m.65): Genel af, kamu davasının düşürülmesi nedenidir.
Özel af halinde kamu davası hakkında düşme kararı verilemez. TCK m.65’e göre, genel af halinde, kamu davası düşer, hükmolunan cezalar bütün neticeleri ile birlikte ortadan kalkar.
- Dava Zamanaşımının Dolmuş Olması (TCK m.66): Dava zamanaşımın gerçekleşmesi halinde kamu davasının düşürülmesine karar verilir. Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamış ise, devletin cezalandırma hakkından vazgeçmesi ve ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur.
- Şikayetten Vazgeçilmiş Olması (TCK m.73/4): Şikayetten vazgeçme, kamu davasının düşmesi nedenlerinden belki de uygulamada en sık karşılaşılanıdır. TCK m.73/4’e göre, kovuşturma yapılabilmesi şikayete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça mağdur veya suçtan zarar gören kişinin şikayetten vazgeçmesi davayı düşürür ve hükmün kesinleşmesinden sonraki vazgeçme cezanın infazına engel olmaz.
- Önödemenin Gerçekleşmiş Olması (TCK m.75): Önödeme kurumunun uygulanması halinde kamu davasının düşmesi kararı verilir. Önödeme, uzlaşmaya tabi suçlar hariç olmak üzere sadece adli para cezası yaptırımını içeren suçlarda veya yasa maddesinde belirlenen hapis cezasının üst sınırı 6 ayı geçmeyen suçlarda failin belli bir miktar para ödeyerek soruşturma veya kovuşturmanın sonuçlarından kurtulmasını sağlayan bir kurumdur.
- Yargılamanın herhangi bir aşamasında UZLAŞILMIŞ olması (CMK m.253): Ceza davasında uzlaşma gerçekleştiği takdirde kamu davasının düşmesine karar verilir. Uzlaştırma, ceza soruşturması ve davasında tarafsız bir kimsenin arabuluculuğuyla uyuşmazlığın çözülmesi için suçun mağduru ve failinin iletişim kurduğu süreçtir (CMK md. 253/1). Ceza davası devam ederken suç vasfı değişebilmekte, değişen suç vasfı uzlaşma kapsamına girebilmektedir. Bu hallerde, taraflar arasında uzlaşmanın gerçekleşmesi ceza davasının düşmesi nedenlerinden biridir.
DAVANIN DÜŞMESİ KARARINA KARŞI İTİRAZ,
İSTİNAF VEYA TEMYİZ BAŞVURUSU
Ceza davasının hüküm çeşitlerinden biri olduğundan dolayı bu hükme ilişkin kanuni başvuru yolları öngörülmüştür. Bu sebeple dava düşmesi kararına karşı itiraz kanun yoluna başvurulamaz, hükme ilişkin başvuru yolları olan istinaf, temyiz ve kanun yararına bozma yollarına başvurulabilir.
- Davanın Düşmesi Hükmüne Karşı İstinaf Başvurusu
İstinaf, mahkumiyet kararını hem maddi olay yönünden hem hukuki yönden denetleyen kanun yoludur. İstinaf denetimi, üst dereceli bir mahkeme olan istinaf mahkemesi (bölge adliye mahkeme) tarafından yerine getirilir. Davanın düşmesi hükmüne karşı istinaf kanun yolu başvurusu yapılabilir. İstinaf mahkemesi, yerel mahkeme tarafından maddi olayın yerinde değerlendirilip değerlendirilmediği hükmün hukuka uygun olup olmadığına ilişkin denetim yapar. İstinaf yoluna düşme kararına ilişkin başvuruda bulunan savcı, ilgili kurum, mağdur, katılan ve diğer taraflardan her biri kanunun elverdiği şartlar dahilinde başvurabilecektir.
- Davanın Düşmesi Kararına Karşı Temyiz Başvurusu
Temyiz, istinaf mahkemesinin bozma kararı dışında kalan hükümlerinin hukuki yönden yeniden incelenmesi için bir ceza davasının taraflarına tanınan olağan bir kanun yoludur. Davanın düşmesi kararı aleyhine temyiz başvurusu yapılamaz.
Davanın düşmesine ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen bu tür kararlar veya istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar aleyhine temyiz kanun yoluna gidilemez (CMK md. 286/2-g).
Av. Kübra Nur SAKMANLI