İŞÇİLİK ALACAKLARI, HESAPLANMASI VE İŞ DAVALARI
İşçilik alacağından doğan tazminatlara ilişkin dava açmak istiyorsanız Öncelikle bir arabulucuya başvurmak zorundasınız 2018 yılından itibaren işe iade ve işçilik alacaklarından doğan tazminatlara ilişkin taleplerinizde dava açmadan önce bu usül şartı getirildi. Bu aşamada arabuluculuk bir dava şartı olarak getirilmiştir. Arabulucuya başvuruyorsunuz arabulucu başvurusunda eğer taraflar (işveren veya işçi) uyuşmazlık konusunda anlaşma sağlayamazsa, anlaşamadıktan sonraki hali ile birlikte artık dava açabilmektedir. :İşçilik Alacakları
İş hukukundan doğan alacak kalemleri nelerdir?
İhbar tazminatı, kıdem tazminatı, fazla mesai ücret alacağı, içeride kalan yıllık izin ücreti, resmi tatillerde, hafta sonu, dini, milli, resmi bayramlardaki çalışma ödeneği, onun dışında AGİ yani asgari geçim indirimi vesaire gibi işçilik alacakları işverenden talep edilebilmektedir.
İş davalarının yargılama usulü ise arabulucuya başvuru ile başlar, arabulucuda uzlaşılan konular tarafların kabulü ile artık dava konusu olmaktan çıkar, anlaşma sağlanamayan konular hakkında taraflar dava yolu ile taleplerine devam edebilirler. :İşçilik Alacakları
İş davaları bilindiği üzere basit yargılama usulüne tabidir. Nedir Basit Yargılama Usulü ?
Usul ekonomisi açısından ve tarafların menfaatlerini korumak için biraz daha hızlandırılmış ve hak kaybı yaşatmamak üzere önlemler alınmış bir yargılamam usulüdür. Yani şöyle ki davacının bir dava dilekçesi hakkı var davalarında sadece cevap dilekçesi hakkı var Onun dışında ikinci cevap dilekçeleri taraflar için söz konusu değildir. Dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra ilk duruşmada delillerin toplanması için talepler sunulur. Eğer keşfe dayanılmış ise keşif günü alınır vs. derken tüm deliller ile dosya toplandıktan sonra bilirkişiye dosya gönderilir. İş davalarında genelde bilirkişi aşamasına gelinmesi ile dosyada sona yaklaşılmış olur.
Burada bilirkişi işçinin talep ettiği alacak ve tazminat taleplerine ilişkin hesaplama gerçekleştirmektedir. Böylece alacak kalemleri rakamsal olarak ortaya çıkmaktadır. Onun dışında dayandığımız tüm talepler: kıdem, ihbar vs. bütün alacak kalemleri ile alakalı talepler de mahkemece değerlendirilir. Burada bilirkişinin alacak hakları ile ilgili bir değerlendirme hakkı yoktur. Bilirkişi tarafların taleplerini tek tek hesaplar, karar yetkisi bütünü ile mahkemeye bağlıdır. Nitekim dönecek olursak bilirkişi sanki talep edilen alacakların hepsi kabul edilmişçesine bir hesaplama yapmaktadır.
Bilirkişi tarafından hazırlanan rapor mahkemeye sunulur ve taraflar da bu raporda aleyhlerine gördükleri hususlara itiraz ederlerse mahkemece yeniden rapor istenebileceği gibi tarafların talebi ve mahkeme kararı ile yeni bir bilirkişi atanması da söz konusu olabilmektedir.
Daha sonra bilirkişi aşamasına gelmenin son olmasının sebebi ile sonraki duruşmalar karar duruşması olmaktadır. Yerel mahkemede iş davası görüldükten sonra ve karar verildikten sonra tarafların kabul edip etmemesine göre dava bir üst mahkeme olan istinaf ve sonrasında da taraflar yine kararı kabul etmez ise alacak miktarına göre Yargıtay’da incelenir.
Yani yargılama genel anlamda süre itibariyle mahkemelere göre değişmektedir. Çünkü hangi mahkemenin il ve ilçesine göre iş yoğunluğunun ne şekilde olacağı ve iş yükü ve davanın görüldüğü tarihler farklı farklı etkenlik göstermektedir ama hemen hemen Türkiye’nin her yerinde artık iş davalarının yerel mahkemede görülme süresinin bir iki sene olduğunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz. Bunun haricinde hedef süre denilen kavram ile birlikte yargılama süresinin azaltılması hedeflenmiş olmaktadır.
Yani davanızı açtığınız anda size artık yargıda böyle Hedef süre veriliyor: iş davalarında da 540 gün gibi bir hedef süre verilmektedir. Burada basit yargılamanın önemini anlamış olmaktayız zira duruşmalar arasında 4/5 ay gibi süreler geçmekte iken hukuk davalarındaki basit yargılamam usulü duruşma sayısını asgari seviyede tutarak karar ve yargı aşamasını hızlandırmış olmaktadır. :İşçilik Alacakları
İşçilik alacaklarının hesaplamaları nasıl olmaktadır?
Kıdem tazminatından başlamak gerekirse: Kıdem tazminatı hesaplaması her yıl için 30 günlük brüt ücretle hesaplanıyor. Ayrıca en son işten çıkış yapılan tarihteki brüt ücret üzerinden Örnek vermek gerekirse diyelim işçi 5 yıldır aynı işyerine çalışıyor ve işten ayrılırken ki brüt ücreti 4000 TL, direkt kısa bir matematik hesabı ile 5 x 4=20 bin TL gibi bir kıdem tazminatı hesabı olabiliyor fakat bundan damda vergisi düşülüyor.
İhbar tazminatı talebi üzerinden devam edersek: 5 yıldır aynı işyerinde çalışan 4000 TL bürüt ücret sahibi bir işçinin kanunen ihbar süresi 8 hafta olup bu süre üzerinden hesaplamam yapılmaktadır. 4000 TL ‘yi ilk başta günlük alacağın maaşını öğrenmek için 30’a bölüyoruz 133 TL gibi bir rakam çıkıyor işte 133 TL’yi de 7 ile çarpıyoruz burdan da haftalığını bulmuş oluyoruz. En sonunda da 8 haftalık bir ihbar süresi olduğu için de en sonunda 8 hafta ve çarpıyoruz bu işlemden sonra çıkan yine işte ihbar tazminatı oluyor bu tazminatlardan da yine vergilerin düşümü yapılarak hesaplamaya gidiliyor.
Fazla mesai hesaplaması içinde ise bizim üst sınırımız 45 saattir. 45 saati aşan her saat fazla mesai demek oluyor onu da kısaca şöyle bir örneklendirmek gerekirse: Öncelikle işçinin maaşı 225’e bölünmektedir. ( 225 aylık çalışma saati toplam çalışma saati olduğu için ay maaşı 225’e bölündüğü zaman saat başı düşen maaş hesaplanmaktadır.) Saat başa hak kazanılan ücret sonrasında 1,5 ile çarpılır ve fazla mesai bu ekile hesaplanmış olur. Çünkü fazla mesai ücretlerinin %50 zamlı verilmesi gerekiyor, bu hesaplamalar ile saat başı düşen fazla mesai ücret hakkı hesaplanmakta birlikte günlük mesai artışı ve alışma kapsamında da fazla mesainin çeşitli hesaplanma şekilleri bulunmakta olduğundan burada kısaca değinilmiştir. Meselenin detayları için ofisimizle iletişime geçmenizi öneririz.
Bilindiği üzere fazla çalışma ücreti ile fazla sürelerle çalışma ücreti farklılık arz etmektedir. Nedir fazla süreler ile çalışma?
Fazla çalışma, 4857 sayılı İş Kanunu uyarınca belirlenen koşullar dahilinde haftalık 45 saati aşan çalışmalardır. Fazla sürelerle çalışma ise, haftalık çalışma süresinin 45 saatin altında olarak kararlaştırıldığı hallerde, ortalama haftalık çalışma süresini aşan ve 45 saate kadar yapılan çalışmalardır.
Fazla çalışmanın her saati için verilecek ücret, normal çalışma ücretinin saat başına düşen tutarının yüzde elli yükseltilmesi suretiyle ödenir. Fazla sürelerle çalışmalarda her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret, normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde yirmi beş yükseltilmesiyle ödenir.
Ayrıca belirtmek gerekir ki: Fazla çalışma süresinin toplamı bir yılda iki yüz yetmiş saatten fazla olamaz. Bu süre sınırı, işyerlerine veya yürütülen işlere değil, işçilerin şahıslarına ilişkindir. Fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma sürelerinin hesabında yarım saatten az olan süreler yarım saat, yarım saati aşan süreler ise bir saat sayılır.
Hafta tatili için hesaplamada ise fazla mesai ile aynı yöntem ile hesaplama yapılmaktadır. Burada da 1,5 kat ile hesaplama yapılmaktadır. Yalnız burada esas olan günlük hesaplama olduğundan saat değil gün hesaplaması için aylık işçilik ücretinin 30’a bölünmesi ve günlük ücretin 1,5 ile çarpılması ile hafta tatilindeki bir günlük çalışma ücreti bulunmuş olur.
Resmi tatillerde ise kanunen ayrı olarak 2 günlük ödeme yapılıyor : Resmi tatilde çalışan işçiye resmi tatil Eğer hafta tatiline geldiyse ve eşi çalışmıyorsa 1 günlük ödeme yapılıyor resmi tatili hafta tatile denk işçi için de normal günden daha farklı resmi tatile çalıştığı için de 2,5 günlük ödeme yapılması gerekiyor.
İşçilik alacaklarına ilişkin düzenlemeler kısaca böyle olmakla birlikte hak kaybı yaşamamak ve takibin daha sağlıklı yürümesi için avukat tutma konusunda ve hukuki danışmanlık alma konusunda hatırlatmamızı yeniliyor ve sağlıklı günler diliyoruz. :İşçilik Alacakları
Av. Kübra Nur SAKMANLI